garipoglutarim
  KEÇİ BOYNUZU
 


 Keçiboynuzu, (Cerotonia siliqua.L.) cinsi içerisinde yer alan, yeryüzünün en eski bitkilerinden biridir. M.Ö. 79 'da patlayan Vezüv yanardağının yokettiği yerlerdeki yanmış bitki kalıntıları arasında keçiboynuzuna rastlanılmıştır (). Türkiye'de Harnup; Harup, Boynuz, Buynuz Kutsal kitaplarda Yaban Balı isimleri ile adlandırılan bu değerli ürün, bugün Avrupa'da Yahya Peygamberin Ekmeği anlamına gelen İngilizce ve Almanca isimleri ile kullanılmaktadır. Bu öylesine değerli bir meyvedir ki;Yahya Peygamberin ıssız çöllerde bu meyveyi yiyerek yaşamını idame ettirmeyi başardığı rivayet edilmektedir
Keçiboynuzu Akdeniz iklim özelliğini taşıyan bölgelerin tipik bir meyvesidir. Keçiboynuzu ağacı, baklagiller familyasına ait, herdemyeşil, düşük sıcaklıklara oldukça duyarlı bir meyve ağacıdır. Bu ağaç, genelikle kültüre alınmadan ve hiçbir kimyasal maddeye ihtiyaç duymadan yetiştirilebilmekte, ilk meyvesini 5-10 yaşında vermekte ve ekonomik ömre ise 10-15 yaşında ulaşmaktadır. Geçen her yıl meyve miktarını ve kalitesini arttırabilen ağaç elli yıl içerisinde 15 metre yüksekliğe erişebilmektedir.

Meyveleri Mayıs ayı başında büyümeye başlar ve Haziran-Temmuz aylarında olgunlaşır. Meyve rengi olgunlaştıktan sonra yeşilden kahverengiye dönüşür. Olgunlaşan meyveler Eylül ayında hasat edilmeye başlar ve hasat mevsim koşullarına bağlı olarak Kasım-Aralık aylarına kadar devam edebilir. Bir meyvede yaklaşık 10-15 (tohum) çekirdek vardır. Keçiboynuzunun çekirdek ağırlıkları birbirine çok yakın olduğu için eski çağlarda ağırlık ölçüsü olarak kullanılmış ve hassas ölçümü sayesinde mücevher tartımında kullanılmıştır. Bugün mücevher ağırlık birimi olan karat, adını keçiboynuzu'ndan almıştır (3)[IMG]Keçiboynuzunun Çok Farklı Kullanım Alanları Vardır!!!!
Keçiboynuzu kullanım alanı çok fazla olan bir bitkidir. Keçiboynuzunda meyveler hasat edildikten sonra bir ay kadar kurumaya bırakılır. Kuruyan meyve ya doğrudan yada çerez ve hayvan yemi olarak tüketilir. Eğer bu şekilde tüketilmeyecekse kuruduktan sonra çekirdek ve etli kısım birbirinden mekanik yöntemlerle ayrılarak farklı endüstrilerde hammadde olarak kullanılmak üzere ayrılır. Söz konusu endüstri alanları gıda (gıda yanında bu kapsamında yer alan şifalı bitki olarak), tekstil, kağıt ve petrol endüstrileridir.

Gıda Endüstrisinde: Keçiboynuzu zamkı, sakızı ve türevleri stabilizör ve kabartıcı etkilerinden dolayı dondurma üretiminde, özellikle domuz eti ürünleri için ( salam
vb.) katkı maddesi olarak; konserve et ve balık için yoğunluğu arttırıcı katkı maddesi olarak; soslara, jölelere, şuruplara, meyve konsantrelerinde stabilazör olarak, pasta ve çöreklerde kullanılan keçiboynuzu zamkı ise ürünün gevşekliğini ve bayatlamasını önleyen, kek ve büskivilerde ise yumurtadan tasarruf parçalanmadan kesilebilme ve kolayca taşınabilme özelliği kazandırmaktadır. Keçiboynuzu meyvesi şeker kamışından daha çok şeker içerir. Çekirdeği alınmış keçiboynuzu ağırlığının %52'si şekerdir. Keçiboynuzu pekmezinin sağlıklı yaşam prensiplerinde insan sağlığı için önemi ayrı bir çalışma konusu olacak kadar detaylandırılabilir. Ayrıca kakao ve kahvenin kullanıldığı tüm alanlarda ikame edicidir. Keçiboynuzu kahvesi kafein ve teobramin türü maddeler içermediği için kalp, mide ve sinir rahatsızlıkların olanlara önerilir. Ayrıca keçiboynuzu unu (Har-Un) hem pasta sanayinde hem de kakao yerine kullanılabilen doğal şeker içeriği, düşük kalorisi, kolestrol bulundurmaması ve ucuz olması nedeniyle tercih edilmektedir.

Gıda kapsamında yer alarak şifalı bitki olarak: Sindirim sistemi bozukluklarında (diare), gastrit, karaciğer ve özellikle de akciğer, diş ve diş etleri rahatsızlıklarında, kolestrol düşürücü olarak, kas gelişiminde ve de yüksek enerji potansiyeli nedeniyle doğal doping olarak kullanılmaktdır.

Tekstil Endüstrisinde: Keçiboynuzu zamkı ve türevleri pamuklu dokumalarda eşit geçirgenlik, sabit nem ve düz satıh elde etmek yanında alkaliye dayanıklı ve yoğunluğu arttırıcı olarak her çeşit boyacılıkta, baskıda kalınlaştırıcı etkisi ile eşit renk dağılımı ve boyanın dokuma tarafından kolay emilmesinde kolaylık sağlayıcı olarak kullanılmaktadır.

Kağıt Endüstrisinde: Keçiboynuzu zamkı, kağıdın dökülmesinde zaman ve enerji kaybının önlenmesini sağlamaktadır. Böylece kağıt hamurunun drenaj oranında artış olmakta ve daha yüksek makine hızı sağlamaktadır.

Petrol Endüstrisinde: Sondaj operasyonlarında keçiboynuzu zamkı en etkili koruyucu katkı maddesi olarak, derin tuz tabakalarının sondajında veya tuzlu suda çalışma durumlarında su kaybını ve çamur yoğunluğunun azalmasını kontrol etmektedir.

Keçiboynuzu tüm bu kullanım alanları dışında; matbaacılıkta, kozmetik sanayinde, kibrit yapımında, mobilyacılıkta, dericilikte (tabaklamada), fotoğraf filmlerinin emülsiyonunda, deterjan ve plastik sanayinde, sigara endüstrisinde tütüne lezzet vermek için, patlayıcı madde yapımında, seramik endüstrisinde tutkal olarak ve diş macunu yapımında yoğunlaştırıcı olarak kullanılmaktadır (

Dünyanın büyük üretici ülkelerinin özellikle çerez ve gıda sanayinde kullanım söz konusu olduğunda tüketici konumunda oldukları görülmektedir. Diğer yandan üretici ülkeler aynı zamanda ihracatçı hatta ithalatçı ülkeler olmaktadır. Çünkü keçiboynuzunun özellikle gıda endüstrisi dışındaki kullanımında, üretici Avrupa Birliği Ülkeleri bir yandan ürünü ihraç etmekte bir yandan da endüstrilerinde kullanılmak üzere ithal etmektedirler.
TÜRKİYE'DE KEÇİBOYNUZU
, ancak doğal ortamda yetiştirilebilmektedir.. Daha çok orman içi ve orman arazilerinde üçlü beşli gruplar halinde bulunan bu ağaçların doğal bitki örtüsündeki miktarı tam tesbit edilmiş değildir. Akdeniz Bölgesinde Mersin, Antalya ve Muğla'nın merkez ve kıyı şeridi ilçelerinde üretilmektedir. (5). Fakat bu üretimin ekonomik bir üretim olduğunu ifade etmek mümkün değildir.

Türkiye'de keçiboynuzu genellikle çerez, un, pekmez ve hayvan yemi olarak değerlendirilmektedir. Son yirmi yıla kadar genelde üretildiği bölgelerde tüketilen keçiboynuzu özellikle pekmez ve un olarak işlenmeye başladıktan sonra tüm ülkede daha çok tüketilir olmuştur. Özellikle pekmeze işleme, konserve imalatı yapılabilen işletmelerde yan ürün olarak işlenmektedir. Gerek pekmez gerek un formundaki bu keçiboynuzu ürünlerinin insan sağlığı açısından yararı oldukça fazladır. Türkiye'deki diğer ve önemli bir kullanım alanı ise doğal ilaç yapımıdır.

Türkiye'de meyve veren 304 bin keçiboynuzu ağacından ortalama 14 bin ton keçiboynuzu üretilmektedir (Çizelge Türkiye'nin keçiboynuzu ithalatı önemsiz miktarlarda olmaktadır. İthalat, keçiboynuzundan diğer şekilde yapışkan sıvılar, keçiboynuzu tohumları-kabukları soyulmamış, ezilmemiş ve keçiboynuzundan eterifiye/esterifiye edilmiş yapışkan formlarında Almanya, İsviçre, Fransa ve Kıbrıs Türk Cumhuriyeti' nden yapılmaktadır. Diğer yandan keçiboynuzu ihracatı her ne kadar Türkiye tarım ürünleri ihracatında önemsiz ise de dünya keçiboynuzu ihracatı içerisinde önemlidir. Özellikle 1990'lı yıllardan bu yana Türkiye keçiboynuzu ihracatını arttırmıştır. İhracatta dikkat çeken bir hususun da keçiboynuzunun tüm tane yanında keçiboynuzu tohumları (kabukları soyulmamış ve ezilmemiş), sadece çekirdeği alınmış, toz halinde çekirdeği alınmış ve tüm tane halinde İtalya, İspanya, Almanya, İngiltere, Yunanistan gibi AB ülkelerine, Suudi Arabistan, Fas ve Lübnan gibi Orta Doğu ve Afrika Ülkelerine yapılmasıdır. Her ne kadar resmi istatistik kayıtlarında yer almasa da Antalya yöresinden yurt dışına keçiboynuzu pekmezi ihraç edildiği de bilinmektedir (6)

SONUÇ
Keçiboynuzu meyvesi hem dünya'da hem Türkiye'de üretim ve ticaret kapasitesi olarak fazla önemli görülmeyen, fakat kullanım ve değerlendirilme alanı olarak önemi oldukça yüksek bir üründür. Kullanım alanlarının spesifik olması ise önemini daha da arttırmakta, gereksinimi de her yıl arttığı için yetiştirilmesine ve üretimine daha bir özen gösterilmektedir.

Keçiboynuzunun Dünya'da üretiminin yapılabildiği ülkelerde bu önemi kavranmış ve yoğun tarımı yapılan kapama bahçeler kurulmaya başlanılmıştır. Türkiye'de ise keçiboynuzu halen doğal bitki örtüsü içerisinde kendiliğinden yetişmesi dışında kapama bahçe kurulması konusunda herhangi bir çalışma yapılmamaktadır. Elde mevcut potansiyelin değerlendirilmesine bile ancak son on yıldır ciddi anlamda başlanılmıştır. Oysa ülkemiz ekonomisinin büyük ölçüde tarıma dayalı olduğu ve her geçen gün yeni bir meyve türünün kültüre alınmasıyla tarımımıza ve endüstriye hammadde kaynağı olarak katkıda bulunulacağı bilinmektedir.

Türkiye'nin keçiboynuzu gibi her derda deva niteliğindeki bir bitkiyi hiç değilse doğal ilaç yapımında kullanılan bitkiler kapsamında değerlendirmesi gerekmektedir. Daha öncede bahsedildiği gibi keçiboynuzu fazla kültürel işlem gerektirmeyen, iklim olarak Türkiye'nin Güney Akdeniz'den başlayarak Marmara'ya kadar tüm sahil şeridinde doğal olarak yetişebilen bir meyve ağacıdır. Kullanım alanları insan sağlığından diğer çok farklı ve spesifik özellikler taşıyan endüstrilere hammadde sağlanmasına kadar uzanmaktadır.


 
  Bugün 3 ziyaretçi (6 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol